Düşüncenin Kölesi

  Aşağıda siyasi yelpazenin üç farklı kanadından üç farklı ismin son bir hafta içerisinde yaptıkları açıklamaları göreceksiniz. Öncelikle bunların kim olduğuna bakalım. İlk olarak İçişleri bakanı Süleyman  Soylu'yu  ikinci olarak eski Anavatan partisinden çalışma bakanı olan ve şimdilerde CHP üyesi Yaşar Okuyanı, son olarak da eski HDP lideri Selahattin Demirtaş’ı görüyoruz. Peki açıklamalarındaki ortak nokta nedir? “Akşener ve partisinin masayı dağıtma ihtimalinin belirmesi”      Peki Akşener’e niye böyle bir ağır saldırı ve abluka yapıyorlar?    Hepsinin birbirinden farklı hedefleri var. İlk olarak Soyludan başlayalım. Soylu özelinde iktidarın hedefi hepimizin bildiği gibi ilk önce masayı dağıtmak bunu başaramazlarsa masadan ne yapıp edip Kılıçdaroğlu’nun ortak adaylığını çıkartmak. Bunun için kendi anket şirketleri, trolleri, yazarları, parti yetkilileri dahil olmak üzere çok büyük operasyon ve çalışma yapıyorlar. Hem Kılıçdaroğlu’nu tahrik edi...

    Çok basit gibi gözüken ama gerçekte öyle olmayan önümüzde 4-5 bilinmeyenli bir denklem var. Liderlerin etrafındakilerin ego savaşları, rant kavgaları, iktidar hevesinin o ruhlarda getirdiği derin cazibe ve hazzı, büyük kitlelerin önünde alkışlanmak gibi sayısız sebepler var. Bu sebepleri uzun uzadıya başka bir gün yazacağım. Fakat bugün iktidarın özellikle de Erdoğan’ın bu cendereden nasıl çıkabileceği üzerine bir şeyler karalayacağım. Gelin,eskiye dönelim beyler! Bilindiği gibi bu CBH sistemin en can alıcı noktası 50+1 barajı ve küçük partilerin oyuna dahil olması. Büyük partiler bu barajdan dolayı yüzdelik olarak çok küçük partilere bir nevi mahkum olma,onlara istemedikleri tavizleri vermek zorunda kalıyorlar. (Demokrasinin bu tavizler olduğunu ayrıca söylemek isterim. Fakat büyük partiler bunu kendileri için kötü gibi bir durum olarak görüyor) Bu yüzden küçük partilerin kıymeti özgül ağırlıklarından daha yüksek ve revaçtalar. Bilindiği üzere 6’lı masanın kuruluş a...

    Yazıya başlarken şunu belirtmek isterim.Mümkün olduğunca objektif yazmaya ve siyasi parametreleri düşünerek kaleme aldığımı söylemek isterim.Erdoğan’ın 2014 yılından başlayan Cumhurbaşkanlığı serüveninin yaklaşık olarak 8.yılına,Cumhurbaşkanlığı sisteminde ise 4.yılına giriyoruz.O günlerden bu günlere gözümüzün önünden film şeridi gibi geçecek şekilde ülke öyle günler ve olaylar yaşadı ki,toplumun bütün kesimlerinde artık derin bir yorgunluk hali,hayata bakışlarda hissedilir bir şekilde mutsuzluk ve umutsuzluk göze çarpıyor.Ekonomik sıkıntılar,gelen ağır sığınmacı sorunu ile demografinin bozulma endişesi,darbe kalkışmaları,yargı operasyonları,iç savaş provaları gibi halkın direkt etkilendiği sayısız olay yaşadık.     Erdoğan’ın iktidarını ve partisini bir insan ömrü gibi düşündüğümüzde doğuşunu,büyümesini,olgunlaşmasını gördük ve yaşadık.Artık son kalan aşamaya yavaş yavaş toplumun ve partisinin yadsınamaz sona yaklaştığı ciddi derecede hissedilir o...

  MUHALİF CENAHDAKİ SİYASİ SİMULASYONLAR ÜZERİNE…   Yeni seçim kanunundan anlayabildiğim ve anlayamadığım noktalar var.İktidar bloku birinci olarak barajı %7’ye düşürerek Hdp’ye giden emanet CHP oylarının tekrar CHP’ye dönmesini istiyor.Yaklaşık olarak 2-3 puan burası tamam.İkinci olarak millet ittifakındaki küçük partilerin ayrılıp yeni bir ittifak kurmasını istiyor. Yani DP-Deva-Gelecek ve saadetin bir ittifak içinde seçime girmesi.Bunların %7’yi aşamayacağını aşsa bile bölgesel %7’ye takılıp milletvekili çıkaramayacaklarını hesap ediyorlar.Burası da tamam.   Eğer ittifakta kalıp CHP çatısı altında girdiklerinde de muhafazakar ve milliyetçi seçmene “ bak bunlar CHP ile birlikte ”propagandası yapıp seçmeni korkutmayı da hesap ediyorlar.Özellikle küçük partilerin rüştünü seçimle ispat etmemiş olanlarını iki türlü kıskaca alması var.Kendileri açısından aslında kurdukları gayet sağlam bir kurgu gözüküyor.   Fakat oradaki denklem iyi parti önderliğinde bir sağ ...